
Don Felaketi 65 İli Vurdu, Üretim Tehlikede
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, yaşanan don afetinin ardından yaptığı açıklamada, “Türkiye’de hava sıcaklıkları eksi 15, hatta eksi 20 derecelere kadar düştü. Ben bu yaşıma kadar böyle büyük bir afet görmedim. Bu olay, tarihimizin en büyük afetlerinden biri olarak kayıtlara geçti. Şu an tarihimizin en büyük afetini yaşıyoruz. Ne yazık ki bu felaketi 65 ilimizde hissettik” diyerek felaketin boyutunu gözler önüne serdi. 65 ilde hissedilen don olayları, başta fındık olmak üzere birçok meyve ve sebze üretimini tehlikeye soktu.
Çiftçi Zor Durumda: Borçlar Yapılandırılmalı
"Çiftçilerimiz bu sene ürettikleri ürünlerden para kazanamayacak. Bu net görünüyor. Şimdi ve her çiftçimiz aşağı yukarı bankalara borçlu. Çok farklı bankalara borçlu. Yani çiftçimiz diyor ki, ‘Bizim bahçede kalmamız lazım. Bu ürünlere daha fazla bakım yapmamız lazım.’ Gerçekten bu zarar gören bahçeler daha fazla bakım istiyor. Daha fazla masraf istiyor. Başta gübre olmak üzere bu girdilere erişim olmazsa, bu bahçeleri toparlayamayız. Bazı yerlerde dallar yandı, gövdeler zarar gördü. Bu da önümüzdeki yıllarda meyve tutumu olmayacak anlamına geliyor"
Gençler Tarımı Terk Ediyor
"Gençlerimizi tarımda tutamıyoruz. Yani 18-32 yaş arası gençlerimiz tarımda yüzde 5’e kadar düştü. Bu ne demektir? Artık gençler göç ediyorlar. Asgari ücretle çalışıyorlar ama tarımda çalışmak istemiyorlar. Bunlara pozitif ayrımcılık yapalım. Gençlerimizin sosyal güvenlik primlerini devlet tarafından ödesin. O 8-9 bin lira prim ödenirse, bu çiftçilerimizi sahada tutabiliriz dedik. Onu da not ettiler. İnşallah orada bir gelişme yaşarız"
Türkiye 2030’da Su Fakiri Olacak
"Akdeniz Havzası ve bu havzada bulunan ülkeler, Türkiye de başta olmak üzere su sıkıntısı çekecek, kuraklık yaşayacak. Şu an bin 300 metreküp olan su kullanma potansiyeli, bin metreküpün altına düşecek. Bu ne demektir? Bazı yerlerde su isteyen bitkilerden vazgeçeceğiz demektir. Mecburuz buna, çaremiz yok. Ama bununla ilgili tedbirlerin şimdiden alınması lazım. Suyu kaynağından çiftçiye ulaştırıncaya kadar yüzde 40’ını kaybediyoruz. Sistemlerimiz çok açık geliyor. Bir kısmı da rehabilite edilmemiş durumda. Sulama oranında yüzde 70’ler mertebesinde sulamaya açılamayan 2 milyon hektar arazimiz var. Vahşi sulama işi bitti. Çünkü suyun yüzde 77’sini biz kullanıyoruz. Ama bazı yerlerde hâlen vahşi sulama devam ediyor. Buna, bu tür bir ülkenin tahammül etmesi mümkün değildir. Tüm çiftçilerimiz muhakkak surette basınçlı sulama sistemlerine geçmek zorunda. Tarım Bakanlığı, havza bazlı destekleme modeliyle bir planlama geliştiriyor. Hangi havzada hangi ürüne destek verilecekse bunu açıklayacaklar. Bazı havzalarda bazı ürünlere bu nedenle destek verilmeyecek. Belki o ürünlerden vazgeçeceğiz. 2030 yılından sonra su kullanım miktarı çok düşeceği için, bunun tedbirlerini almamız için çok zaman kalmadı. Şimdiden almamız lazım. Alamazsak ne olur? Ülkenin gıda güvenliğini sağlayamaz"
YORUM YAZIN! (Üye olmadan da yorum yazabilirsiniz)
İlk yorumu siz yapın!